Aslında tam 5 aylık olduğumuzda yani cuma günüydü Zekai beyin kontrolü ama Can Çarşamba gecesini çok kötü geçirince perşembe günü gittik doktorumuza…
sevgili Fatma hemşire, Acıbadem Maslak’ta senin gibi 10 tane çalışan olsa, bu hastanede sorun felan kalmaz 🙂
Perşembeyi- cumaya bağlayan gece 01’de başlayan maceramız, pazartesi akşam 8 sularında son buldu, evimizin yolunu tuttuk…
Hayatımıza nebilizatör adında bir makine girdi, hastaneden sipariş ettik geldi, sabah akşam ventoline evde devam ettik…
Bronşiolit denilen bu hastalığın acaba alerjik mi yoksa virütik mi olduğunun bulunması gerekiyordu… Can’ın burnundan alınarak yapılan respiratuar viral panel testi, bir hafta sonra cuma günü (16.01.2015) pozitif çıktı… Biz kontrol için tekrar Müjde doktorumuza gitmiştik… Bir virüsün olumlu çıkmasına ilk defa sevindim, çünkü doktorumuz Müjde hanım, inşallah bu bronşiolitin bu RSP virüsü yüzünden olduğunu ve bir daha tekrarlamasını beklemediğini söyledi, dolayısıyla biz de inşallah bir daha olmayı ve bu meymenetsiz nebilizatör aletini hayrına birilerine hediye ederiz…
Bu süreçte hastanede yatarken, özellikle erkek annesi arkadaşlarımdan bir sürü geri bildirim aldım… Meğer bu bronşiolit ne kadar bilinen bir rahatsızlıkmış, özellikle de erkek çocuklarda… bununda sebebi, kız çocukların bronşlarının gelişkin doğması ancak erkek çocuklarda bronşların doğumdan sonra 7 yaşına kadar gelişmeye devam etmesiymiş,,, o yüzden erkek çocuklar bu hastalığa çabuk yakalanıyormuş, azıcık kuru öksürük başladığında önlem alınmazsa pat diye ciğerlere iniverebiliyormuş… Zira biz Zeynep canı sağolsun, her birşeye hastalandığı için kendimizi çok tecrübeli sanıyorduk bu hastalık işlerinde, o yüzden Can’da öksürük başlayınca gayet sakin bir şekilde evde atlatmaya çalışmıştık, eski usul önlemler alarak (odayı osmanlı ocağı ile nemlendirme çalışmalarımız oldu ve %30 olan nemi %50-%60’lara kadar çıkarmayı da başarmıştık) geçirmeye çalıştık,.. günbegün iyi olacağını düşünürken, çocuk kötüye gitti ve sonunda hastanelik olduk…
Sevgili arkadaşım Güzin’de bu işten çok çekmiş, her ayın 4-5 gününü Maslak Acıbadem’de geçirdiğimiz günler olmuştu dedi bana, en sonunda Elif Dağlı ile tanışmışlar ve aslında yanlış tedavi uygulandığını anlamışlar… Bize şiddetle bu süreçte Elif hocayı görmemizi önerdi… Can’ı bulabildiğim ilk fırsatta ona götürmek istiyorum… Çünkü bu nebilizatör ve ventolin tedavisi mucize bir çözüm gibi, mentollü hava damarları genişleterek çocuğun rahat nefes almasını sağlıyor ancak sorun bunun bağımlılık yapması ve çocuğun alıştıktan sonra en ufacık bir ökrüsükte bile hemen tekrar bu ikiliye ihtiyaç duymasıymış… Çocuğun bunu doğal yollarından atlatmasını sağlamamız gerekiyor bence…
buarada bir çingene lafı var hani,,,, çocuğun hasta olduğuna mı yanayım, huyunun değiştiğine mi diye… bizdeki durum da aynen öyle oldu… daha belki eğitim verdim demek için çok erken ama ben Can’ı 40 günlükten beri kendi yatağında kendi kendine uyutuyordum… yatağında yumuşak 2 tane oyuncağı var. Onları yanağına yaslıyordum, kollarıyla onları sarmasını sağlıyordum ve o da ayıcık ve balığı ile uyuyordu… Ama bu hastane sürecinde, benim yanımda ve benim kollarımda uyumaya başladı… Çocuğun kolunda serum ağzında maske varken, ona kendi uyuması için eziyet edemedim… Sonuç olarak şuanda artık evdeyiz… Ama Can hala kucakta uyuymaya devam etmek istiyor 🙁