Hong Kong’da da hastane görmemiş olmayalım dedik


Can’ın neredeyse pazartesi gününden beri bitmek bilmez ateşi, 8 Eylül cuma gecesi 40.7 gibi bir değerle tavan yapınca, cumartesi günü sabahı soluğu St Teresa Hospital’da aldık…

Kapıdan kovsam, bacadan geri giren dünya tatlısı komşum Meltem beni yanlız bırakmadı, hastaneye geldi… :)) (böyle diyorum, ama o olmasa, oradan oraya Can’la koşarken ne yapardım inan bilmiyorum)

Gişe işlemlerinden sonra ne şans ki çok beklemeden bir doktor gördü bizi, ve gerçekten iyi bir doktordu. Beni dinledi. 1 haftadır inatla devam eden ateş ve öksürüğümüz olduğunu söyleyince, x-ray istiyorum dedi. Haydaaaa dedim, çattık yine Çin’liye, hocam önce bir kan testi mi yapsanız bu yaştaki çocuk için felan diyecek oldum, yok ben x-ray yapıcam dedi.

Hemen 1 kat yukarı çıktık ve şanslıyız ki yine beklemeden bizi aldılar, biz geri doktorun odasına gidene kadar  film adamın ekranına yansımıştı bile. Evet düşündüğüm gibi ‘pneumonia’ dedi, ben tabi anlamadim. Ilk şaşkınlığı Meltem yaşadı, canım zatüre olmuş Can dedi. Ben tabi şok. Adam başladı anlatmaya yatırmamız lazım hastaneye, nasıl oda istiyorsunuz dedi(sigortamızın hangi tip odayı karşıladğını soruyor), Begüm-Tuna’nın kötü tecrübesinden bunu bildiğim için, hocam bizim sigortamızın neyi karşıladığı değil, hastanenizde hangi tip odanın boş olduğu önemli, siz bir onu check eder misiniz dedim, tamam dedi, ve 2 dakika sonra gelip, elimize bilindik hastane listesini tutuşturdu, kusura bakmayın bizde oda yokmuş, siz bu hastaneleri arayın dedi.

Hong Kong’un bu muhteşem sağlık sistemine hayranım resmen, çocuk zatüre, hastaneye yatması gerekiyor, ama eğer onların odası yoksa, seni mal gibi ortada bırakıp, kasada hesabını kesiyorlar!!!

Ben ödemeleri yaparken, Meltem bir yandan, Begüm-Tuna bir yandan Hong Kong hastanelerini aramaya başladılar. Allah yüzümüze baktı, Adventist yerimiz var, getirin çocuğu dedi. Atladık taksiye gittik. Tabi önce burada da bir doktor muayene etti ve zatüreyi onayladı. Hastaneye yatışımıza onay verdi.

Acilde burundan bir sıvı alıp, bütün testleri onunla yaptılar. Saat 1 civarı yattığımız odada, 3:30’a kadar pediatri doktorunun gelmesini bekledik. Ama gelen pediatri doktoru gerçekten iyi bir adamdı. Bana uzun uzun cekilen x-ray filminin detaylarını anlattı, burundan çıkan sonuçları yorumladı. O esnada Can’dan kan aldılar ve serum yolunu açtılar. Tabi kan almak hiç kolay olmadı, 3 hemşire ve ben zor tuttuk.

Kan sonuçlarıyla birlikte, sonuç tablo şudur ki:

beyaz kan hücreleri tavanın çok üstünde, bu vücüdün bir enfeksiyonla savaştığını gösteriyor.

Ayrıca neutrophils’de tavanın neredeyse 2 katı ve bu da kanda bakteri olduğunu, dolayısıyla bakteriyel bir enfeksiyonla savaşıyor olduğumuzu gösteriyor.

C-reactive protein, 2.9’dan küçük olması gerekirken, Can’da 131, bu değer aşırı yüksek ve bakteriyi teyit eden bir değer. Doktor, Can’ı fiziksel muayenede çok aktif gördü, böyle bir değerle bu aktiflikte bir çocuk ‘olağandışı’ bir örnek dedi, çok güçlü bir bağışıklık sistemi varmış. Yoksa bu değerlerle 1 haftadır evde bu işi halledemezdiniz dedi.  Bu çocuğun böyle bir değerle kafasını yastıktan kaldıramıyor olması lazım dedi.

Burundan alınan sıvının verdiği sonuçlarda adenovirüs ve rsv virüsü pozitif çıktı( yani Can, hem bakteri ile hem de ağır 2 virüs ile savaşıyormuş)

Bir de ‘Pneumoniae dna’  pozitif ( yani zatürre).

Doktor, zatüre ve bakteriyel enfeksiyonla mücadele için hemen antibiyotik tedavisine başladı. Virüslerle vücüt kendisi savaşarak halledecek dedi. Ayrıca iştahı yerinde olmadığı için tabi ki serum vermeye başladılar.

Hastanede toplam 2 gün yattık ve pazar günü taburcu olduk.

Eyyyy zatüre, çaldın kapımızı, ama biz de sana yıkılacak Can yok, kusura bakma, hadi yoluna…

kendime not: eyyyy şapşal anne Cucu, zatüre olmuş çocuğu neredeyse 1 haftadır gecede 3-4 saat uyuyarak, ateş düşürücü ile tedavi etmeye çalışıyorsun…hem kendin mahvoldun, hem çocuğu mahvettin. Hele bir de evde Zeyno varken(Allah yüzüme baktı da, ona bulaşan birşey olmadı). Zaten her zaman ki gibi İlker yine yok… gerçekten şapşalsın, daha da diyecek birşeyim yok!

Print Friendly, PDF & Email
Tags from the story
, ,
Written By
More from acemianne

Keyif günü

Bu sene Yamanların başı hastalıktan kurtulmadı:( önce Efe, sonra Altan, sonra Dudu,...
Read More

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir