Hastalık savaşları :(

Allahım isyan etmiyorum, başıma her ne geliyorsa illaki bir sebebi vardır diyorum… Başıma gelenler elbet daha kötü birşey olmasın diye olmuştur biliyorum ama yine de bu kadar üst üste olmak zorunda mı bilmiyorum…


8 mart pazar gününden beri Can ateşliydi, ne oldu anlamadık… Elif hoca, Zekai  hoca ne dediyse yaptık…ama 11 martta sabahı sabah ettik, gündüz Elif hocayı aradım, bana gelmeyin acilen bir hastaneye gidin ve Influanza A testi yaptırın dedi, apar topar gittik Acıbadem Maslak’a… Allah bu hastaneye adamı düşürmesin ne diyim ben… Ama en çok kendime kızıyorum, şu blogda bile yazdığım kaçıncı şikayet yazısıdır bu, akıllan be kardeşim, blogu okuyanlar götürmüyorlar yakınlarını bu hastaneye, ama akılsız ben bir türlü uslanmıyorum, hala panik halinde kendimi Acıbadem Maslak’a atıyorum, sonra da alıyorum boyumun ölçüsünü…
Öğlen saatinde vardık hastaneye, sadece influanza A testi yaptırmak istiyoruz dedik…  Test örneği alındı, bizi bir odaya aldılar… Nöbetçi çocuk doktoru, acilen 1 saat arayla 3 doz ventolin uygulanması istedi… İlk doz uygulandı, üzerinden epey zaman geçti, hemşireyi çağırdım 2.dozu ne zaman yapacaksınız dedim, kız bana sordu, ilk dozu saat kaçta yapmıştık diye 🙂 güler misin ağlar mısın, kardeşim ben ne bileyim kaçta yaptınız, siz yazmıyor musunuz dedim, yoğunluktan yazmamışız dedi 🙂 neyse oldu 20 dakika yapın 2.dozu dedim, yaptılar 🙂 buarada saat 1 oldu, çocuk acıktı, ne var menüde dedim, aradılar bebek için un çorbası var dediler, tamam 1 kase gelsin dedim, sonra bu cümleyi 3 kez daha hatırlattım, saat 2:30 olduğunda hala bir tabak çorba gelmemişti, çünkü mutfak çok yoğunmuş :))

Lanet olsun verin testimizi biz çıkıp gidelim dedim, çünkü 1 saat sonra çıkar dedikleri testi 2 saattir bekliyorduk, hoca gelecek o bilgi verecek dediler, yarım saat daha bekledik, hoca geldi utana sıkıla, çok özür dilerim sizin test çalışılamamış dedi, idrak etmekte zorlandım önce, nefatif felan gibi anladım, yok dedi doktor negatif değil, labarauar testi hiç çalışamamış, çünkü ellerinde yeterli kit kalmamış dedi… 2 saattir neyi bekliyoruz o zaman dedim, kusura bakmayın dedi… Sinirle aldım  çocuğu, deliye döndüm, çocuk hasta – çocuk aç, 2,5 saatir boşuna bekliyoruz odanın içinde 🙁 çıkarken ücret istediler birde, pardon neyin parası dedim, test yapılamadı ama hoca muayenesi var, bir de ventolin uygulanmış dediler… Gerçekten elimde bir bomba olsa herhalde pimini o anda çekerdim, Acıbadem Maslak yıkılsın, Allah da beni kahretsin, ben de bir daha bu hastaneye gelemeyeyim diye 🙁  herşeye haklısınız efendim diyen bir hasta hakları yöneticisi para alınmaması için talimat verdi de biz de eve çıkabildik…
Tabi o sinirle başka bir hastaneye gitmek aklıma gelmedi, Can’ı alıp eve getirdim…Can’da şoktan herhalde biraz daha iyi gibi oldu, hatta hem o geceyi hem perşembe bütün günü gayet iyi ve ateşsiz geçirdi…
Perşembe gecesi yine hırıltı ve ateş yükseldi, ama asıl bombayı Zeynep patlattı…
Gece 4 civarı yanımıza geldi, ben çok üşüyorum dedi, ateş 37.2’ydi, ateş düşürücü bile vermedim, sen babayla yat dedim, Can’a bakmaya devam ettim… Sonra içerden bir hırıltı geldi ve İlkerin çığlığı, Zeynep yığıldı kaldı bir kez daha, yani 15 aydan sonra 7.havaleyi de geçirdi, hemen yan yatırıp, ağzını açtım elimi sokup dilini tuttum, parmağımı ısırmaktan öyle bir kanattı ki, İlker Zeynep’in ağzından kan geliyor diye daha da bir panik oldu, Zeynep’in havalesi kısa sürdü, ve öksürerek kendine geldi çok şükür… Zeynep kollarımdayken hem süre tutuyordum hem evden çıkmak için hazırlıkları söylüyordum İlkere… zeynep 2 dakika da kendine geldi, biz 5. Dakika da evden çıktık, Allah böyle uzmanlık vermesin ama artık stres altında etkin yönetim konusunda mastır derecesi almaya hak kazanmış olabilirim…
Zeynep’in durumu stabil olduğu için onu Memorial Çağlayan’a getirdik… Acıbadem Maslak’a kızgınlığım geçmeyecek benim… Ayrı bir pediatri acili ve bölümü var, hemen alıp ilgilendiler, kontrolleri yapıp, bizi odaya aldılar…Zeynep önceki havalelerinden uyandığında hep çok yorgun oluyordu ama bu sefer çok enerjikti, sanırım hem o büyüyor, hem de bu seferki gerçekten en kısalardan biriydi…
Zeynep’in durumu stabil bir şekilde odada uyurken, Can’ın durumunun kötülediği haberi geldi evden, doğru ya gece zeynep havaleyi geçirmeden hemen önce ben Can’ın başında onun hırıltı ve ateşini dert etmiş haldeydim, resmen unuttum çocuğu 🙁
Elif hocaya mesaj atıp, Can’ın kötülediğini haber verdim, saat 10’da gelin diye mesaj attı, babası alıp götürdü, kadın resmen azarlamış İlkeri çarşamba günü madem o salak Acıbadem Maslak testi yapamadı, niye başka bir yere götürmediniz, bu çocuk kesin domuz gribi, acilen bir hastaneye götürün diyince , onu da alıp Memorial Çağlayan’a getirdiler… Doktor Abdurrahman bey, Can’ı gördü ve Zeynep’ten çok daha kötü durumda olduğuna acilen yatması gerektiğine karar verdi, çarşamba günü Acıbadem Maslak’ta olanlara inanamadı, bu çocuk bu halde nasıl taburcu edilir dedi 🙁
İkisine de Influanza a testi yapıldı ve tabi ki Can’da pozitif çıktı, bronşiolit üstüne domuz gribi çocuğu resmen yerle bir etmiş dedi… Ama daha da kötüsü artık 48 saatlik süre geçtiği için ilaç başlayamayız çünkü ilaç için çok geç dedi, prospektüsünde bile yazıyor dedi… Acıbadem Maslak, o gün bizi oyalamamış olsaydı, testin pozitif çıkması ile hemen ilaca başlanmış olacaktı… 
Çocukların ikisine de akciğer filmi çekildi, pırıl pırıl olmamakla birlikte temiz çıktı…
Zeynep’i nörolog gördü, 15 ay sonra tekrar eden bu havale yüzünden ilaç başlamak bence yersiz dedi ( ki biz 1 yılda 4 defa olduğunda bile ilaç başlamıştık, dolayısıyla başlayalım deseydi bile ben Meral Özmen’e gitmeden Mr ve Eeg çektirmeden başlamazdım)
Abdurrahman hoca, Zeynep’in geçmeyen bu kupkuru öksürüğünü dert edip, alerji testleri de yaptırmamızı önerdi, en bilenen 8-10 çeşit gıda alerjini için test yaptırdık bakalım sonuçlar henüz çıkmadı.
Zeynep perşembe gecesi girdiği hastaneden Cumartesi akşam taburcu oldu, ama inatçı öksürüğü için 10 gün makrol kullanacak ve sabah akşam pulmicort ve ventolin alacak( doktorumuz madem evde  cihaz var, öksürüğün yumuşamasına ve antibiyotiğin daha iyi etki etmesine yardımcı olur dedi) bakalım herşeyi denedik, bir de Abdurrahman hocayı deneyelim… Eğer bu da işe yaramazsa, bu öksürük bizim kaderimiz deyip oturacağım.
Gelelim Can paşaya(pardon subayına) 🙂
Can’ın akciğer filmi bronşiolit yüzünden Zeynep kadar temiz değil ama iyi…
Ayrıca doktor kalp için eko’da istedi, Pamuk prenses kıvamında doktor Ümit hanımla tanıştık ve Eko çektirdik, dert edecek kadar mühim değil ama Can’ın kalbinde üfürüm varmış, bu iki çocuktan birinde olurmuş, 14 yaş civarı normale dönermiş, tedavisi yok, ama kontrol edilmesi şiddetle tavsiye ediliyor, 2.5-6-14 yaşında görmek istiyor Can’ı hocamız…
Abla Cumartesi taburcu oldu ama Can pazartesi akşama kadar hastanede kalacak… Domuz gribi ile ilgili ilaca başlanmadı ama daha kolay toparlaması için serumla sıvı alıyor, buharla ilaçlar uygulanıyor, ayrıca damardan ilaç uygulanıyor… Can’ı deli eden şey balgamlı öksürüğü, bu balgamlı öksürük bitmeden çocuk kendine gelemeyecek, ama çok şükür 24 saate yakındır ateş çıkmadı… Hem yorgunluktan hem ilaçlardan sürekli uyuma eğiliminde ama tam dalıyor, lanet öksürük gelip onu tekrar acı acı bağırtıyor 🙁 
Allahım sen ne olur çocuklarımı, benim meleklerimi ve tüm melekleri koru, bize birşey olsun, onlara olmasın… Allahım her zaman diyorum ama bir kez daha diyorum, ne olur bu SON OLSUN :((
Bugün çocukları neşelendirmek için hastaneye pamuk prenses ve superman geldiler, çocukları tek tek ziyaret ettiler… Azıcık da olsa günümüzü neşelendirdiler 🙂
3810 no.lu odadan Can
3801 no.lu odadan Zeynep ( çocukların taşıdıkları virüsler birbirinden farklı olduğu için birbirlerinin odalarına giremiyorlar, ayrı ayrı odalarda takılıyorlar… Can pek birşey anlamıyor ama Zeynep’i odada tutmak biraz zor oluyor, sürekli Can’ın odasına baskın yapıyor) 

Print Friendly, PDF & Email
Written By
More from acemianne

Zeynep ve kankası Karis

Zeynep’in okulda bir arkadaşı var Karis, resmen kızımın okula gitme sebebi, hatta...
Read More

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir