Berlin’in mutlu mesut gidişi ve apar topar dönüşü

Hem ailecek yeni yılı kutlamak, hem de çok sevdiğimiz yazlık komşularımızın torununun düğünü için Berlin’e gittik 26 Aralık’ta… Zeyno, dedesi ve anneannesi ile tam 1 hafta tatil yapacaktı. Cem dayısı ile dayanamayıp, son dakikada katıldı aramıza. Neşemize değecek yoktu.

Her günü yağmurlu olması beklenen Berlin, yüzümüze güldü, hiç yağmadı. Gezmemize izin verdi.

Gittiğimiz ilk akşam kına gecesi vardı. Orada böyle eğlenceler akşam erken saatlerde başlıyormuş. Valla erken başlayan kına gecesinin en çok tadını Zeyno çıkardı. Sahneden bir dakika inmedi, oynadı, oynadı, oynadı… Nisha resmen mest oldu Zeyno’ya. Ona çok güzel ablalık yaptı. Hiç bırakmadı onu.

Ahmet abi ve Berin abla, çok güzel ev sahipliği yaptılar bize. Hep beraber ailece orada kaldık.

Perşembe günü, sokakları gezmek için çıktık yollara, ama arabadan inip 500 metre yol yürüdükten sonra, annem Zeynep’i de alıp eve dönmeye karar verdi. Herkes eve döndü, biz İlker’le, 1,5 yıl sonra Zeyno’suz bir koca gün geçirdik birlikte, el ele… Bir baştan bir başa yürüdük Berlin’de neredeyse. Bradenburg kapısından başladık. Unter den linden’e gittik. Charlie Check pointte bir mola verip, televizyon kulesine ilerledik. Arada yeni yıl için kurulmuş pazarları gezdik, sıcacık kestaneler yedik.

Cumartesi günü düğünde, önce ben hastalandım birden bire. Hiçbirşeyim yokken, birden boğazım ağrımaya, ateşim çıkmaya başladı. Ancak düğünü tamamladık ve eve geldik. Ben yattım kalktım, kendime geldim. Boğazımın hafif acısından başka hiçbirşeyim yoktu.

Pazar gününün tamamını benim yüzümden evde geçirdik, ama herkese iyi oldu. Biraz dinlendik. Sonra akşamüstü çıkıp güzel bir yürüyüş yaptık ve İsveç’ten tanıdığımız Block House’da süper bir yemek yedik.

Pazartesi günü, yani 31.12.2012’de kuzu evden hiç çıkmadı. Akşama kadar oynayıp durdu, anneannesi ve dedesi ile. Akşam saat 6 gibi acaba ateşi mi var biraz diye bir baktık, 37.7, hemen Ibufen’i verdik. 15 dakika sonra ateşi 38 oldu. Bunun üzerine doktorumuz Zekai beyin söylediği gibi Calpol’ü de verdik. Sonra ateş düştü. Akşam pek neşesi yoktu kuzunun, 8 gibi uyudu.

Saat 9 gibi inlemelerine koştum odaya. Ateş olmuş, 38.3, hemen uyandırdım. Bir ilaç vermeden önce banyoya götürüp soydum, hafif suyun altına soktum, ancak titremeler, küçük küçük kasılmalar başladı yine. Havale geçirecek ve yanımızda diazem yok diye panik yaptık (diazemi yanımıza almadığımız için kendimi öldürecektim neredeyse). Hemen hastaneye gitmek üzere yola çıktık. Berlin’in en iyi hastanelerinden DRK ‘e gittik. (orada neler hissederek yaşadığımı uzun uzun gece kuzunun başında oturup beklediğim sandalyede yazdım, onları buraya yazacağım).

02. Ocak günü, hastaneden kendi rızamız ile ayrıldık. Bize kağıt imzalattılar, biz onay vermiyoruz siz çıkıyorsunuz diye. Doktorumuz ile konuşup, hem Ibufen hem Calpol verdik güvenlik olarak (ne olur ne olmaz, uçakta herhangi bir şey olmasın diye).

Çok şükür sorunsuz bir yolculuk yaşadık. Zeyno yol boyu hostes ablalarına yardım etti Ben günlerin uykusuzluğuna daha fazla dayanamayıp yol boyu uyudum.

Havale karnemize 1 havale daha yazdırdık… 2,5 ayda 3. Havaleyi geçirmiş oldu kuzu

Print Friendly, PDF & Email
Written By
More from acemianne

Zeyno ile Tosinin maceraları kaldığı yerden devam ediyor…

Aylardır skype’dan her gün akşam konuşuyordu Tosi ile sonunda kavuştular :)) Zeyno...
Read More

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir