Lizbon Lizbon

15/09/2010
Bugün Çarşamba saat şuanda sabahın 6’sı. Lisbon’da Sete Rios istasyonundayız. Bu istasyonun adı Jardim Zoologica.Madrid’den akşam saat 10’da otobüsümüze bindik. Otobüsümüz gayet güzel ve konforluydu.

Otelimize gitmek için şuanda metro bekliyoruz. İlk metro sabah 06:30’daymış. Bunu hesaba katmamıştım J otele giden yol güzergahımızı metro ile ulaşıma göre çizdiğim için taksiye de binmedik.

Sabah 06:30’da mavi hatta binerek Restauradores metro istasyonunda indik. Otelimiz buraya 50 metro mesafede. Tabi sabahın körü olduğu otel bizi değil sadece valizlerimi kabul etti J
Lizbon’da ki otel seçimimizi çok doğru yapmışız. Gat Rossio’yu (gat Portekizce kedi demekmiş) her zamanki gibi booking.com’dan ayarladım (gecelik 150 Euroymuş, ben 65 Euro verdim, kahvaltı dahil ve çok güzeldi)Otelimiz ana meydan Rossio’ya yürüme mesafesinde.
Otele bagajlarımızı verdikten sonra Rossio meydanına doğru yürüyüp Praça do Commercio yani sahil tarafından doğru ara sokakların birbirinden girip birinden çıkıp yürüyüş yaptık. Burada pastane kültürü inanılmaz gelişmiş her sokakta en az 2 tane pastane var, tüm sokakları kruvasan kokusu sarmış durumda.
Pastaneler biraz ayaküstü yiyip kalkmalık yerler. Sabah hala çok erken olduğu için Rossio meydanında daha yeni açılmış olan Starbucks’a gidip oturduk. Saat 10’da Armazens Do Chiado alışveriş merkezi açıldı, buranın içinde FNAC var (Avrupa’nın D&R’ı). FNAC’da biraz dolaşıp lonely planet’in Lizbon kitabından kendimize yürüyüş rotaları çıkardık.
Saat 12’ye doğru otelimize geldik, duş alıp biraz dinlendikten sonra saat 15:00’de otelden çıktıkç Rossio meydanının arkasındaki meydan Martim Moniz tarafından kalkan 28 no.lu tramvaya bindik (bilet 1,45 Euro) ve neredeyse bütün Lizbon’u dolaşıyorsunuz. Aslında yerel Lizbon halkının sürekli kullandığı tramvay bu, ancak turistler tarafından istila edilmiş durumda, o yüzden de neredeyse 10 dakikada 1 tren var. Yaklaşık 45 dakika sürüyor. Tramvaydan Bario Alto’nun biraz üst kısımlarında bıraktı. Tramvaydaki yaşlı turistler tekrar bilet alıp geri döndüler, ancak  biz tepede bir noktada olduğumuz için aşağı doğru yürüyerek inmek istedik. Elimizdeki Lizbon haritasını otelden temin etmiştik. Tramvaydan indiğimiz nokta haritada yoktu J o yüzden sora sora Bario Alto civarına geldik. Yolda soru sorduğumuz herkes İngilizce konuşabiliyordu. Calaoda do Estrelo’dan tramvay yolunu takip ederek Calçada do Cambro’ya geldik. Öğleden sonra artık bir şey atıştırmak için Lonely Planet’tan okuduğumuz Tomo La-da-ca-‘yı aradık (Travessa do Sequerio, 38 numara) ancak sorduğumuz birileri oranın 7-8 civarında akşam yemeği için açılacağını söyledi. Lonely Planet’ten okuduğumuz bir diğer mekan Adamaster (Rua Macharel Soldanho, 24) idi ancak bu mekanı sorduğumuz bir kişi bizi Noobai’ye yönlendirdi. Marachel Soldanho caddesine girip biraz ilerleyince Adamaster hemen yolun ortasında tam ikiye ayrılan sokağı tam ortasında kalıyor. Biz burayı pek beğenmeyip devam ettik. Bu caddenin sonunda Miradouro de Santa Catarina var. Burası köprüyü gören güzel bir tepe. Burada bir büfe var, insanlar biraları almış ve yerlere oturmuş. Cafe Noobai hemen bu tepenin biraz sağında, çatı katında bir kafe. Ben burada somonlu harika bir makarna yedim, İlker’de somonlu bir sandviç yedi (makarna 8 Euro, sandviç 6 Euro) Porto şarabı içmek istedik ancak tatlı bir şarap olduğu için yemekle önermediler. (Porto şarabı yemekle değil, yemekten önce veya sonra tüketilmesi gereken bir şarapmış, bu konudaki engin tecrübelerimi Porto gezimizde uzun uzun yazacağım)
Barrio Alto gece güzel olan bir bölge. Burada 7:30 civarı hava kararmaya başlıyor. Biz gün batımına Miradouro Sao Pedro de Alcantara’da denk geldik. Jardim Botanica taraflarında acaba daha mı güzel batardı diye düşündük. Burada günü batırdıktan sonra sokaklarda dolaşmaya başladık. Sokaklar daracık ancak kesinlikle güvenli. Bairro Alto’nun daracık sokaklarında keyifle gezilebilir.  Miradouro Sao Pedro de Alcantara’da güneşi batırdıktan sonra, Ruo Dom Pedro’dan devam edip, Ruo do Seculo’dan aşağıya kadar indik (harita da büyük caddelerinden biri gibi görünüyordu ancak gayet ara sokak gibi bir yer burası da) Ruo Do Seculo’dan sağa Travessa das Merces sokağına girip, Ruo da Atalaia’dan sola döndük, bu sokak ve bu sokağın parelel sokaklarında gayet keyifle kaybolmak mümkün.
Biz Noobai’deki yemeğimizi çok beğendik ancak şuanda olduğumuz Ruo Do Diario De Noticias bölgesinde çok güzel restoranlar olduğunu gördük, biraz daha bekleyip buralarda hem Fado dinleyip hem de yemek yiyebilirmişiz. Bu cadde ve buranın paralel sokak ve caddelerinde pek çok mekan var. Örneğin Cafe Luso olabilir (Travessa de Queimado 10 numara), burası biraz daha turistik bir yer gibiydi. Saat 8 civarı gösteriler ve akşam yemeği başlıyormuş. Eğer yemek yenecekse ek para ödenmiyor, ancak biz yemek yiyemeyeceğimiz söyleyince kişi başı 16 Euro hesap bırakmak şartı ile gösterileri izleyebileceğimizi söylediler. Ancak bar kısmı sahneye çok yakın değildi o yüzden buradan çıkıp A Tasco do Chico’ya geldik. (burası Ruo Do Diario De Noticias’da), içeride bir yer bulduğumuz için çok şanslıyız çünkü içerisi küçücük ve tamamen Lizbon halkının gittiği bir yer. Millet kapının önünde fado dinlemeye çalışıyor. Sahneye sürekli değişik fadistler çıkıyor. Fadistin sahne aldığı yer küçücük, oturduğu yerden kalkıyor şarkı söylüyor, sonra diğer kalkıyor, söylüyor J mekanın sahibi olduğunu düşündüğümüz bıyıklı ve göbekli amcada bir fadistmiş, hatta birkaç tane fado söyledikten sonra hemen CD’lerini çıkarıp satmaya başladı. Fado arabeskin Portekizce hali J  (1 şişe sangria 7,5 Euro, biz beyaz olanı denedik)

Bugün Edişko’muza ilk hard rock cafe t-shirtini aldık. Çok şirin gerçekten J
16/09/2010
Saat 18:40 şuanda Lizbon’dan Porto’ya giden trendeyiz. Bugün sabah 9 gibi kalktık ve otelimizde süper bir kahvaltının ardından güne başladık. Dün Bairro Alto ve Pricipal bölgelerini gezmiştik, bugün hedefimiz Graça ve Alfama bölgelerini gezeceğiz.
Lizbon tamamen yokuşa kurulmuş bir bölge, görülmeye değer her şey bir yokuşun tepesinde. Spor ayakkabı şart.
Graça ve Alfama bölgesini Lonely Planet yol önerisi ile gezdik ancak canımız çıktı bugün J
(Not: Bu bölümdeki yol tariflerimde sokak ve yer isimlerinde harf hataları olabilir. Geldiğimden beri Graça ve Alfama bölgelerinin haritalarını bir türlü bulamadım. Deftere not aldığım hali ile yazıyorum artık. )
Yola Ruo Damasceno Monteiro’dan başlamamız gerekiyordu. Otelimizden çıktık, Hospital San Jose üzerinden Ruo Da Palma, buradan Ruo do Benformoso, Ruo Mario do Fonte’den sonra Ruo Domosceno Monteiro’ya vardık. Buradan devam edip Largo do Graço’daki seyir terasında dinlendik. Lizbon sokakları gerçekten güzel ancak cidden çok yokuş, biz artık biraz yorulmuşuz, valla o yüzden hafiften söylenmeye başladık J ancak seyir terası gerçekten çok güzel. Dün akşam gün batarken burada olmadığımıza üzüldük. Gün buradan kesinlikle çok daha güzel batıyordur. Buradan devam edip okların yardımı ile Castelo’ya ulaştık, burada da seyir terası var, ama aynı manzara hiçbir numara yok. Buradaki ara sokaklar kesinlikle çok keyifli.
Buradan devam edip Se Katedraline doğru ulaştık. Valla bu katedral ne numara biz pek anlamadık. Zaten loonely planet’ta muhakkak görün demiyordu, biz içeri girmedik. Katedralden devam edip Ruo do Sao Joao de Praço 93 numarada olağanüstü bir kafe var, “Cafe Pois”. Buraya muhakkak gidin, ben hayatımda bu kadar şirin bir kafe görmedim, harika yemekler yedik. 3 tane çok yakın arkadaş işletiyor, yemek dergilerinden bakıp yemekler, tatlılar yapıyorlar. Yüksek tavanlı, biri birinin aynı olmayan masalar, oturma koltukları, kitap köşesi, oyun köşesi, gerçekten tüm yorgunluğumuzu aldı. (Lizbon’a dair hatırlayacağım en güzel yerlerden biri kesinlikle burasıdır) (fiyatları da gayet uygun, günün menüsü vardı, biz kişi başı 8 Euro ödedik)
Cafe Pois’den hemen sonra birkaç bina ileride bize daha önce önerilen Clube de Fado’yu gördük ama kapalıydı tabi. Bizim akşam gittiğimiz yerde çok güzeldi, ancak yorumlar buranın da güzel olduğunu söylüyordu. Buradaki ara sokaklardan salına salına sahil tarafında indik. Sağa doğru yürüyerek Av. Infante d.henrique üzerinden tekrar plaça do comercio’ya ulaştık ve Baixa Chiado’nun ara sokaklarında dolaşarak son 1-2 saatimizi geçirdik. Castelo’nun orada hediyelikler çok pahalıydı, Baixa’dan daha uygun alınabilir. (magnet 2,5 Euro)
Rua Garrett ve R.do Carmo ve Ruo Nova Almada gezmesi çok keyifli caddeler, burada içinde FNAC’ın olduğu büyük bir alış veriş merkezi de var.Ancak içinde Türkiye’de olmayan pek bir şey yok.
Otelimize dönüp Restauradores istasyonundan metroya bindik. Margues de pompa’da hat değiştirip, Entre Campas’a geldik (E&Y’ın güzel binası da burada)
ilk gün metro bileti alırken, metro kartının içine bir depozito alıyorlar, bunu iade alınca alabileceğini söylüyorlar, ancak unutmayın iade almak için ilk gün verdikleri fişi/slip’i saklamak gerekiyormuş. Biz tabi saklayamadığımız için depozito yandı.

Print Friendly, PDF & Email
Written By
More from acemianne

Okuduklarımız…

Kitap okumaya hiç ara vermedik, ancak epeydir okuduklarımızı yazmadığımı fark ettim.. D&R...
Read More

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir