Haftasonu Taipei- Tayvan

Asya’da yaşamanın en güzel yanı Türkiye’den binlerce km uzakta olan ama hep aklında olan ülkelere haftasonları kaçamakları yapabilmek…

Malum çocuklar Türkiye’de, haftasonu ne yapsak diye düşünürken Tuna ben Taipei’ye gidiyorum deyince ona takılmaya karar verdik… İlker Malezya’dan uçtu, biz Hong Kong’dan uçtuk ve Taipei’de buluştuk….

Hong Kong gibi Tayvan’ın da farklı bir hikayesi var aslında… Mesela ben bu gezide Tayvan’ın adının Çin Cumhuriyeti yani Republic of China (ROC) , Çin’in ise People’s Repuclic of China (PRC) yani Çin Halk Cumhuriyeri olduğunu öğrendim….

Tayvan aslında çok güzel bir ülke ve ülkede gezilecek pek çok doğal güzellik var, ancak bizim tek rotamız Taipei idi ve 2 gün bence böyle bir tatil için gayet yeterliydi. Ancak bence etrafı gezmeye buraya tekrar gelinir.

Türkler Tayvan vizesini oldukça kolay alıyor, çünkü e-visa uyguluyor. https://visawebapp.boca.gov.tw/ adresinden evisa seçeneğine tıklayıp 4 sayfalık formu dolduruyorsunuz ve en geç 1 gün sonra mail adresinize vizeniz gelmiş oluyor. Ulkeye girişte bu kağıdı, pasaportunuzu, dönüş biletinizi göstermenizi istiyorlar. Havaalanı oldukça rahat… ve Taipei’de metro ağı oldukça gelişmiş ve kullanışlı.
Havaalanında içerisinde zaten ücretsiz wifi var ancak bunun haricinde, havaalanında inip, valizini alıp, dışarı çıktığınızda bir turist information bölümü var. Buraya uğrayıp hem şehir haritanızı alabilirsiniz, hem de pasaportunuzu vererek itaiwan’a kayıt yaptırabilirsiniz. Itaiwan haftasonu boyunca şehirde pek çok yerde ücretsiz internete bağlanmamızı sağladı.

Havaalanında MRT tabelalarını takip ederek metroya inebilirsiniz ve tek yön şehir jetonunu 160NRT’ye yani yaklaşık 20TL’ye alabilirsiniz. Metroya indiğinizde bir express bir de commuter (yani pek çok durakta durararak giden tren) mevcut, mor olan yani express’e binmeye çalışın. 35 dakika sonra Taipei ana metro istasyonunda inmiş olacaksınız. Taipei ana metro istasyonu pek çok hattı birbirine bağlayan ana bir merkez, buradan gitmek istediğiniz yere kolaylıkla gidebilirsiniz.

Ben gitmek istediğim ülkenin gezilecek yerlerinden önce tarihçesini okumayı seviyorum. Bu yüzden sizinle de okuduklarımdan derlediğim Tayvan hikayesi ile gezi notlarıma başlamak istiyorum.

Tayvan Tarihçesi

Tayvan’ın tarihine bakıldığında bölgeye ilk yerleşenler Tayvan aborijinleri olmuş.

Çin’in Ming Hanedanlığı döneminde Tayvan Adası’na gelmeye başlayan Çinliler zamanla bu bölgeyi mesken edinmişler.

16. yy’da ada topraklarına çıkan Portekizli denizciler Tayvan’a “Güzel Ada” anlamına gelen “İlha Formoza” adını vermişler.

17. yy’da Tayvan Adası kısa dönemlik Hollanda kontrolünün ardından Çin’e bağlanmış.

Japonya, 1800’lü yılların ikinci yarısında “Minzhi Reformu”yla kapitalist gelişme yoluna çıkmasıyla ve 1894 yılında Çin’e savaş açmış. Tarihe, “Jiawu Savaşı” olarak geçen bu savaşta yenilgiye uğrayan Qing hanedanı hükümeti, 1895 yılında Japonya ile haksız “Maguan Anlaşması”nı imzalayarak Taiwan ve Penghu adalarını Japonya’ya vermiş.

Tayvan bundan sonra Japonya’nın kolonisi haline gelmiş. Tayvan Japonya tarafından 50 yıl süreyle işgal edilmiş. Japonya bu süre boyunca Tayvan’ı yönetmek üzere valilik kurmuş ve Japonyalaştırma eğitimleri uygulamış. Japonya ayrıca kendi ekonomik büyüme ihtiyaçlarına göre Tayvan’ı tarım ve üretim alanlarında bir üs olarak kullanmış ve bu da bugün Tayvan’ın güçlü ekonomisinin temelleri olmuş.

1945 yılına dek Japon kontrolünde olan ada II. Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle tekrar Çin’e iade edilmiş.

O dönem Çin’in milliyetçi parti ve komünist parti liderleri arasında patlak veren iç savaşı milliyetçi parti kaybetmiş (1949) ve bu partinin lideri Chiang Kai-shek (Çay Kek Şek) Tayvan Adası’na göçerek burada milliyetçi parti faaliyeti dışında tüm partilerin faaliyetini yasaklayarak ve kendisinin liderliğinde Tayvan’da bir Çin Cumhuriyeti (ROC |Republic of China) kurmuş. Çin’de de zaten o günden sonra uzun yıllar boyunca Çin Komunist Partisi yönetimince yönetilmiş.

Soğuk Savaş döneminde batıyla ilişkisi bozulan Çin’i, dünyada 1970’lerin başına kadar Tayvan’daki Çin Cumhuriyeti temsil etmiş. Yani 1949-1970 yılları arası batılı ülkeler Tayvan’ı tanımışlar. Sonraları ABD ile arasını düzelten Çin, Çin Halk Cumhuriyeti (PRC | People’s Republic of China) ismiyle tüm Çin’i temsilen Birleşmiş Milletler’e katılmış.

Bugün dünyada tek Çin politikası gereğince Tayvan’daki Çin Cumhuriyeti’ni diplomatik anlamda ülke olarak tanıyan sadece 23 ülke varmış. Ülkemiz Tayvan’ı diplomatik manada tanımayan bu ülkelerden birisiymiş ve bu nedenle Tayvan’da ülkemize ait bir büyükelçilik bulunmayıp, Taipei’deki Türk Ticaret Ofisi bizi burada temsil etmekteymiş.

Tayvan olimpiyatlar gibi uluslararası organizasyonlara ise Çin Halk Cumhuriyeti ile isim karmaşası yaşamamak adına “Chinese Taipei” yani Çin Taypesi ismiyle katılmaktaymış.

Yaklaşık 23 milyon nüfusa sahip Tayvan’da New Taipei şehriyle birlikte tüm Taipei, adanın en büyük şehriymiş ve kırsaldaki nüfus ile birlikte toplamda 7 milyonluk bir nüfus burada yaşamaktaymış Tamamına yakını Çinliler’den oluşan Tayvan’da nüfusun geri kalanını Tayvan aborijinleri oluşturmaktaymış. Tayvan’ın en fazla mal ihraç ettiği ülke ÇHC olmasına rağmen bağımsızlık ve tanınma çabaları ile BM üyeliği istekleri ÇHC’nin veto ve tehditleri ile karşılaşmaktaymış.

Budizm, Taoizm, Konfuçyüsçü inanış Tayvan’da çok yaygınmış.

Tayvan para birimi
Tayvan’da Yeni Tayvan Doları (NRT) kullanılır. 80NRT yaklaşık 10TL etmektedir.

Taipei metro sistemi

Taipei çok küçük bir yer değil veya tüm görülmesi gerekenler Avrupa ülkelerindeki gibi eski şehirin içine toplanmamış, dolayısıyla biz o kadar yürümeyi seven bir aile olmamıza rağmen, bence günlük metro bileti almakta fayda var.

Biz 2. gün sadece metro hatlarında geçen sınırsız kullanımlı metro bileti aldık (150NRT) (metro kartını o gün içerisinde geçerli olacak şekilde alırsanız 150, 24 saat geçerli olacak şekilde alırsanız 180NRT ödemeniz gerekmekte)

Ancak ilk gün Taipei manzarasını izlemek için teleferikle Fil dağına çıkmaya karar vermiş olduğumuz için (normalde teleferik 240NRT) ayrıca bu teleferikte de geçen kartı aldık ve 350NRT ödedik.

Metroların içlerinde sürekli olarak nerede olduğunuzu ve hangi çıkışta nelerin olduğunu gösteren tabelalar var.

Konaklama
Tuna şehir içinde metroya yakın bir yer ayarlayınca biz bu sefer hiç otel aramadan doğrudan oraya rezervasyon yaptırdık. Bence Look Hotel ulaşım ve lokasyon açısından gayet güzeldi. Kahvaltısı çok kötüydü ancak hemen karşısında hem güzel bir bakery hem de starbucks var. Dolayısıyla çok dert etmeye gerek yok.

Ne yenir

Taipei gerçekten yemek konusunda hiç sorun yaşanmayacak bir yer.

Aslında en meşhur olayı Hotpot, ancak bunun için hazırlıklı olmak ve önceden rezervasyon yaptırmak çok önemli. Biz notlarımızı biraz geç hazırlamış olduğumuz için cumartesi sabahı otelimizden rezervasyon yaptırmasını istedik ancak gece 11’e yer bulabildik. Hotpotçular genelde akşam saatlerinde açılıp sabaha kadar açık oluyorlar. Biz gece 11’de yemek yemek istemeiğimiz için gitmedik.

Sokak satıcıları bir hayli fazla. Sakatat satanları bir kenara bırakırsak, ilk gün akşam yediğimiz roti yani bizim gözlemenin hala tadı damağımda (sanırım Türkiye’yi özledim) ben peynirli istedim, İlker ise üzerine yumurta kırdırılan versiyonu denedi, ikisi de çok güzeldi.
Sokaklarda sürekli meyve satıcılarına rastlıyorsunuz. sizin için tartıp, kesip, poşete koyup veriyorlar.

 

 

 

Taipei’de yediğimiz en güzel yemek Din Tai Fung restoranıydı. Aslında bu restoran Japonya, Hong Kong, Çin, Singapur, Endonezya, Kore, Malezya gibi pek çok ülkede daha var, ancak okuduğum bütün kaynaklar ana merkezi olan Tayvan’da mutlaka denenmesi gerektiğini söylüyordu. Aslında şehirde tarihi olan binası çok güzelmiş ancak önünde uzun bekleme sıraları oluyormuş. Biz Taipei 101’deki yerinde yedik yemeğimizi. Menüsünde en özel şeyi dumplingleri ve bunlar arasında da en meşhur olanı çorbalı dumpling yani XiaoLongBao. Nasıl yenildiğine dair ufak bir video aşağıda. Ayrıca ustaların nasıl hamur açtığını da görebilirsiniz.

 

Ayrıca 2.günümüzde konsept bir restoran olduğunu okuduğumuz Modern Toilet REstorana gittik, yemekler kesinlikle başarısız ancak bence konsept çok eğlenceliydi.

 

 

 

 

 

 

 

 

Gezilecek Yerler

İlk akşam havaalanında çıkıp otele varmamız gece neredeyse 11 olunca kendimizi sadece karnımızı doyurmak için dışarı attık. Otel görevlisi Ximen bölgesine yakın olduğumuzu o tarafa doğru yürüyerek açık yerler bulabileceğimizi söyledi. Otelimizden yaklaşık 10 dakika yürüme mesafesinde bulunan Ximen oldukça hareketli bir bölgeydi. Restoranların çoğu kapanmıştı ancak her tarafta seyyar satıcılar vardı ve Hintlilerin Rotisi, bizim gözlememizi sokakta bulunca dayanamadık hemen yanaştık tezgaha. Ben peynirli, İlker ise yumurtalı peynirli yedi… Kesinlikle yemek konusunda doğru bir karar vermiştik… Yine bir Asya klasiği olan meyveci tezgahları her yerde ve istiyorsunuz size hemen oracıkta kesip dilimleyip veriyorlar. Ben ufak roti ile pek doymayınca şansımı bir de mısırdan yana kullandım, meyveye yer kalmadı… Bir yerlerde otursak mı diye düşündük ama saat gece yarısını geçmişti ve otele dönüp uyumaya karar verdik.

Cumartesi günü sabahına saat 9’da güzel bir starbucks kahvesi ile başladık. İlk güne oldukça yoğun bir program koymuştuk… Günün sonunda o kadar da metro kullanmış olmamıza rağmen yine de 20.000 adımı geçmiştik.

Havaaalanında almış olduğumuz harita, benim notlarımda da yer alan tüm tarihi yerleri büyük olarak göstermekteydi o yüzden planı yapmak bir hayli kolay oldu.

Biz sırasıyla 2 günde şuraları gördük

1) Presidental Office building – Cumhurbaşkanlığı konutu

Bu binanın otelimize bu kadar yakın olduğunu fark etmediğim için notlarım arasına mutlaka gezilmesi gereken yerler kısmına yazmamıştım. Oysaki otelimizden çıkıp daha 300-400 metre yürüdüğümüzde önümüze direkt bu bina çıktı. Aslında içi gezilebiliyormuş ancak biz bu konuda hazırlık yapmamıştık dolayısıyla sadece dışarıdan gördük ve yolun karşısına geçerek 2.28 barış parkına doğru yol aldık.
Cumhurbaşkanlığı binası olarak bilinen bu binanın bir diğer adı Tayvan Liderleri binasıymış. 1899-1945 yılları arasında ülkenin Japon egemenliğinde olduğu dönemde inşa edilmiş ve o dönemde Tayvan valisinin ofisi olarak kullanılmış. Ancak 2. dünya savaşından sonra Çay Kek Şek’in Tayvan’a kaçarak burada yeni bir ülke (Çin Cumhuriyeti’ni) kurmasıyla bu bina Cumhurbaşkanlığı binası olarak kullanılmaya başlanmış.
Japon mimar Uheji Nagona tarafından Rönesans, Barok ve neoklasik akımlarının etkisiyle tasarlanan bina 1912 yılında inşa edilmeye başlanmış ve 1919 yılına kadar sürmüş ve Tayvan Japon yönetimi boyunca ülkenin en bilinen binası olmuş. İkinci dünya savaşı döneminde tabi ki de ağır bombalara maruz kalmış, 31 Mayıs 1945 yılında atılan bina sonrası bina tam 3 gün yanmış, 45 günlük sıcak savaş sonrasında Japonya teslim olmuş ve Tayvan’ı yeniden Çin’e bırakmak zorunda kalmış.

1947 yılına kadar bina restore edilmemiş, orjinal binadan sadece biraz farkla restore edilen bina 1948 yılında tamamlanmış ve binanın adı yaşasın Çay Kak Şek anlamına gelen “Chieh Shouh” olarak değiştirilmiştir.

2) 2.28 peace park- 2.28 barış parkı

28 Şubat 1947 Tayvan’daki halk ayaklanmasında şehit olanlara adanmış olan park, hemen Cumhurbaşkanlığı konutunun karşısında bulunuyor.
1945’de Japonyanın resmen teslim olmasının ardından Çin’e devredilen Tayvan’da o dönemde Çin’i yöneten Guomindang Partisi, çok yanlış bir politika izleyerek Tayvan halkına askeri dikta rejimi uygulamış, ayrıca, yetkililerin kötü yönetimi ve yolsuzlukları, Tayvan halkı ile yöneticiler arasındaki çelişmeyi şiddetlendirmiş. Tayvan halkı 28 Şubat 1947’de Guomindang Partisi yönetimine karşı silahlı ayaklanma düzenlemiş. Guomindang Partisi, çok sayıda askeri Jirong’ya göndererek ayaklanmayı kanlı biçimde bastırmış. Bu olayda ölü sayısı 30 bini geçerek ve tarihe “28 Şubat” olayı olarak geçmiş.
3) Chiang Kai Shek Memorial- Çay Kek Şek Anıt Mezarı

Çay Kek Şek Tayvan’ı ülke olarak yaratan adam.

Çin’de Sun Yet Sun’un 1925 yılındaki ölümünden sonra Çin Milliyetçi Partisinin başına geçen askeri lider.
1928 yılında Çin Cumhuriyerinin lideri olmuş. 1927-1949 yılları arasında süren Çin İç Savaşaında Çin Komunistlerinin kökünü tamamen kazımak istesede bunda başarısız olan Çay Kek Şek, 1 Mart 1950 yılında kaçarak hükümetini Tayvan’a taşımak zorunda kalmış ve Çin Cumhuriyeti’ni yani Tayvan’ı kurmuş. Çin Cumhuriyeti Başkanlığı batı ülkelerinde tanınmış ve uluslararası organizasyonlara bu başkanlık sıfatıyla katılmasını kabul etmiş. Ancak Birleşmiş Milletler, Çin Cumhuriyetini yani Tayvan’ı değil Çin Halk Cumhuriyetini tanımış.

 

Çay Kek Şek anıt mezarını gezerken zaten benzer yıllarda yaşamış olan Atatürk’e çok benzettim ben bu lideri. Her resminde gülüyor. Komunist Çin’in askeri yüzüne inat, son derece modern ve zamanın şartlarına göre Batıyı örnek alan bir lider. Kullandığı Amerikan tarzı arabalar, giyindiği kıyafetler, çocuklarla olan ilişkileri, alfabe devrimi, eğitim alanında yaptıklarıyla gerçekten bana Atatürk’ü hatırlattı.
Tayvan’a gitmeden önce tanımıyor olduğum bu liderin anıt mezarını gezerken gerçekten çok etkilendim.

Çay Kek Şek 5 Nisan 1975 yılında 89 yaşındayken ölmüş. Anıt mezarın inşasına 90. doğum yıldönümünü olan 1976 yılında başlanmış ve ölümünün 5. yıldönümü olan 31 Mart 1980’de tamamlanmış.

 

 

4) Elephant mountain- Maakong Gondola yani teleferik

Taipei’i tepeden görebileceğiniz bu dağa mutlaka ama mutlaka çıkmalısınız. Ancak çay evlerinde çay içecekseniz turist kazığı yemeği baştan göze alacaksınız.

Çay Kek Şek anıt mezarını gördükten sonra en yakın metro durağına yürüdük (zaten anıt mezarın hemen çıkışında bir durak var) Buradan teleferikte de geçerli olan metro biletimizi aldık (1 günlük teleferik dahil sınırsız bilet 350NRT, sadece teleferik 240NRT idi)
Çay Kek Şek anıt mezarı kırmızı hat üzerinde Elephant Mountain’a giden teleferik ise Taipei Zoo istasyonunda yani kahverengi hat üzerinde, ancak metro sistemi çok basit ve kullanışlı, ulaşmak hiç zor olmadı.

Taipei Zoo İstasyonuna geldiğinizde burada teleferik için sıraya girmeniz gerekiyor. 2 sıra var. Birisi normal kabin, diğeri altı camlı kabin. Fiyat farkı yok. Sadece altı camlı olan kabin çok sık gelmiyor o yüzden sırası biraz daha uzun.

 

Yaklaşık 15 dakika bekledikten sonra teleferiğe bindik. Toplam 4.03 km uzunluğunda ve yol boyu 4 tane istasyonu var, istediğinde inip gezebiliyorsunuz. Manzara için son istasyona gitmek, Zhinan temple’a gitmek için bir önceki durakta inmek, hayvanat bahçesi için de Zoo durağında inmek gerekiyor.

Teleferik ile en tepedeki istasyonda indik ve biraz yürüdük, aslında dağı yürüyerek inmek de mümkünmüş ancak biz 2 durak arasındaki mesafenin 2 saatte yürülebiliyor olduğunu duyunca denemedik bile.

Biraz gezdikten sonra manzarayı da izleyebileceğimiz bir çay bahçesine oturduk ve aşağıdaki video da anlattığım gibi Çin Çayı nasıl yapılır onu öğrendik. Keyifle içtik. Ancak hesap gelince gerçekten çok şaşırdık çünkü 400NRT olan çay ücreti için 700NRT ödedik, meğersem 3 ufak demlik getirdikleri sıcak suyun her biri 100NRT imiş, tam bir turist kazığı yiyip kendimize gülerek ayrıldık mekandan.

 

5) Zhinan Temple

Teleferiğe tekrar binip, 1 durak sonra tapınak durağında indik. Zhinan tapınağı 1882 yılına bulunmuş bir Taoist tapınağıymış. Dış cephesi gerçekten harikaydı ancak tadilattaydı. Aslında bu tapınağın en önemli özelliklerinden birisi tapınağa çıkan 1000 merdivenmiş ancak teleferik yapıldıktan sonra pek kimse kullanmamaya başlamış bu merdivenleri.

Bu tapınağın girişinde insanlar içeri girip dua etmeden önce din görevlilieri tarafından kutsama yapılıyordu.

Taipei 101 binasını da gören ve havanın güzel olması durumunda harika Taipei manzaraları çekebileceğiniz yer burası işte.

Biz Taipei 101’e çıkmak yerine bu tepeye çıkıp Taipei 101 binasını buradan izledik.

6) Sun Yat Sen Memorial Hall

1866-1925 yillari arasinda yasamis Modern Cin`in babasi kabul edilen dusunur ve siyaset adami, Cin`deki imparatorluk yönetiminin yıkılmasında etkin rol oynamış ve 1923-1925 yılları arasında ülkeyi fiilen yönetmiştir. Çin Cumhuriyetinin ilk başkanıdır. Çin Cumhuriyetinde ulusun babası ve demokratik devrimin öncüsü isimleriyle anınmaktadır. Çin Milliyetçi Partisini 1912 yılında kurmuş ve liderlik etmiştir. Politik filozofisi insanlığın 3 prensibi ismiyle bilinmektedir. Bunlar Milliyetçilik (bağımsızlık), demokrasi ve insanlığın geçimi (serbest ticaret ve modern vergi reformu).

Bir anıt mezar olmanın yanı sıra halkın yararlanabildiği kültürel, sosyal, akademik işlevleri olan çok amaçlı bir merkezdir. İnşası için hazırlıklar 1964’te başlamış, temeli 1965’de Çan Kay Şek tarafından atılmıştır. İçinde anıt mezar dışında sergi ve konferans salonları bulunuyor.

7) Taipei 101 (ögleden sonra olmuştu ve burada DTF’de yemek yedik, ne yenilir kısmında burası ile ilgili hikayeyi yazmıştım)

Yapıldığı 2004 yılında Dünyanın en yüksek gökdeleniymiş. 2010 yılında Burj Kalifa yapılana kadar da şampiyonluğunu korumuş. Bugün artık dünyanın en uzun gökdelenleri listesinde 8. sırada bulunmaktadır.

Vikipedi bilgisine göre, gerçek adı Taipei finans merkezi olan binaya 101 katlı olması sebebiyle Taipei 101 denmektedir. Yapının çatıya kadar olan yüksekliği 460 m’dir. En uç kısmına kadar olan yükseklik ise 509 m’dir. 91. katta yer alan teras sayesinde Taipei manzarasını rahatça izlemek mümkündür.Taipei 101 dünyanın en hızlı ikinci asansörüne sahiptir. Asansör çıkarken 16,8 metre/saniye yol almaktadır. İnerken ise 10 m/s yol almaktadır. Yapı içerisindeki tek asansörün maliyeti 2 milyon USD dır.Yapının içerisinde yüksek şiddetlerdeki rüzgarlar sonucu eğilmelere karşı ve içerde bulunan insanların rahatsız olmalarını engellemek amaçlı yapının ağırlık merkezinde bulunan, uçlarında 6 tondan fazla ağırlık taşıyan 8 ayarlı kütle sönümleyici bulunmaktadır.Bu ayarlı kütle sönümleyiciler rüzgarın etkisini azaltacak şekilde ağırlığı ve dolayısıyla bütün yapıyı hareket ettirir.

 

 

 

 

 

8) Shilin night market

Ne yazık ki burası ile ilgili olarak da uzun uzun notlar yazamayacağım çünkü biz ulaştığımızda yoğun bir yağmura yakalandık ve ne yazık ki sokakları gezemedik, kapalı olan bölgesinde de pek görülmeye değer bir şey bulamadık, ancak özet olarak Tayvan’ın hiç ucuz bir ülke olmadığını söyleyebilirim. Neredeyse fiyatlar Hong Kong’a yakındı ve Cin’in dibinde bu kadar pahalı fiyatlar görmeyi beklemiyorduk açıkçası, yani örneğin Phuket ve
Filipinlerde saatine 10-20 TL vererek yaptırdığım ayak masajı burada 100 TL civariydı. Türkiye’ye kıyasla hala ucuz olabilir ancak bu rakamlar Asya standartlarında yüksek. Bir de Tayvan elektronik ihracatı ile çok meşhur bir ülke ancak hiç de öyle sokaklarda elektronik ürünler satan tegahlar felan göremedik biz

9) Red house theater

Red House Theater aslında tadilattaymış dolayısıyla burayı gezemedik ancak akşamı burada bitirdik ve Red House Theater’ın hemen arka sokağında olan barlarda birşeyler içtik.

Bu bölge meğersem Taipei gay barlarının olduğu sokakmış, gay turizminin en popüler yerlerinden biri olduğunuzu anladığımız sokak boyunca sadece iç çamaşırı satan dükkanlar, ne olduğunu anlayamadığımız (yani öyle olmamasını dilediğimiz) perdeler ile ayrılmış ufacık odaların bulunduğu dükkanlar vardı. Biz kimseye rahatsızlık vermeden bir barda oturduk ve içkilerimizi içtik. Müziklerin ve ortamın gayet güzel olduğu bir sokaktı burası. gidenlere uğramasını tavsiye ederiz.

 

 

10) Lunghsan Temple- Lunghsan tapınağı

Bir budist tapınağı. 1738 yılında inşa edilmiş. neredeyse tüm savaşlarda ve bazı depremlerde tapınak defalarca zarar görmüş ancak halk her defasında yeniden yapmış.

Biz Pazar günü bu tapınağı gezdik ve çok kalabalık olduğu bir saatte oradaydık. Her tapınakta görmeye alışık olduğumuz tanrılara yiyecek ikram törenleri burada da mevcuttu.

 

 

 

11) Taipei National Palace Museum- Taipei Ulusal Saray Müzesi

Gitmesi gelmesi yolu pek zahmetli bir yer, Shilin durağına metro ile gidip oradan taksi ile geçmek gerekiyor. Bahçesi bir harika ancak müze kısmı gerçekten bir hayal kırıklığı oldu Biz bir saray göreceğimizi zannederken meğersem sadece Tayvan’ın kendi mirasına sahip olmak için Çin’den çalarak getirdiği eşyaların sergilendiği bir müze gezdik.

Bahçesine ve özellikle göletindeki her biri en az 10 kilo gelecek kocaman balıklarına bayıldık. Çocuklarla birlikte balıkları besledik. Ancak gerçetten buraya zaman ayırmaya değmeyeceğini düşünüyorum.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

12)Martyrs’ Shrine

Şehitler tapınağı. Çin Cumhuriyeti tarihinde ölen şehitlere adanmış bir yer. 1969 yılında inşa edilmiş ve mimarisi Pekin’de yer alan Yasak Şehir’e benzetilerek yapılmış. Çay Kek Şek’in 1988 yılındaki cenaze töreni de burada yapılmış.

Her saat başı askerlerin nöbet değişimi var ve yaklaşık 15 dakika süren bu nöbet değişimini izlemek oldukça turistik bir aktivite.

 

 

13) Grand Hotel

Taipei’nin simgelerinden birisi olan bu otel 1925 yılında inşa edilmiş.

Çin Cumhuriyeti 1949’da Tayvan’a çekildikten sonra, Taipei’de henüz beş yıldızlı bir otel bulunmadığından, başkan Chiang Kai-shek yabancı elçilerin kalacağı bir yer bulmakta zorluklarla karşılaşmış ve bu nedenle yabancı misafirlerini ağırlayacağı gösterişli bir otel yaptırmaya niyetlenmiş. Karısı Soong May-ling otelin eski Tayvan Oteli’nin yerine, Tayvan Jinja adlı eski bir Japon Şinto tapınağının kalıntılarının da bulunduğu Yuan Shan tepesine yapılmasını önermiş. Chiang ayrıca otelin Çin kültürünün özelliklerini yansıtacak şekilde dizayn edilmesini de istemiş.

Mayıs 1952’de Grand Otel açılmış, ancak bugünkü halini alıncaya kadar defalarca değişikliğe uğramış. Yüzme havuzu, tenis sahası ve üyelik salonu 1953’te yapılmış. 1956’da Altın Ejder Köşkü ve Altın Ejder Restoran açılmış. Yeşim Anka Köşkü 1958’de, Chi-lin Köşkü ise 1963’de yapılmış. 1968’de ABD’nin Fortune dergisi tarafından dünyanın en iyi 10 otelinden biri olarak gösterilmiş. Son olarak 1973 Çin Cumhuriyeti’nin yıldönümü kutlamaları sırasında otelin ana binası tamamlanmış, bu tarihten sonra Grand Otel Taipei’yin en önemli simgelerinden biri olmuş.

1995’te meydana gelen büyük bir yangın sonucu otelin çatısı ve üst katlar ciddi bir şekilde zarar görmüştür. Tamirat ancak 1998’de sona ermiş ve otel tekrar tam olarak hizmete açılmıştır.

 

Son Söz
Taipei’yi umduğumuzdan çok daha fazla sevdik. Uzakdoğuda vizesiz kolay ulaşımlı bir alternatif arayanlar için şiddetle tavsiye ederim. Hong Kong’dan neredeyse saat başı uçuş düzenlenen, havaalanı konforlu, ulaşımı çok rahat bir yer.

2 gün boyunca kendi kafama göre bir tatil arkadaşıyla çok güzel bir haftasonu geçirdik. İlker’in söylenmelerine benimle birlikte katlandığı için Tuna’ya bir kez daha teşekkür ederim.

Print Friendly, PDF & Email
Written By
More from acemianne

Kırışıklıklarım ve ben

Türkiye’ye dair pek çok şey özledim tabi… Ama en çok özlediğim şeylerden...
Read More

1 Comment

  • Ne guzel yazmissin Cansucum! Hem cok bilgilendim, hem de keyifle okudum. Cok iyi gozlemci ve cok eglenceli bir anlaticisin. Ee daha ne olsun, harika bir sonuc cikmis?????

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir