Caca geldi hoşgeldi….

 

Caca geldi hoşgeldi… Valizleri tabi ki dolu dolu geldi…

Aslında benim niyetim hiç ama hiç evde oturmamaktı ama getirdiğim yufkalar kötü olur diye sabahtan öğlene kadar önce onları sardık… Buzluğa attık ana-kız…

Sonra hazırlanıp hemen çıktık yola…

Geçen hafta gittiğimiz Nam Lian bahçelerine götürmek istiyordum annemi, ‘ya hava da çok gri yağmur yağacak’ dedi ama yok anne dedim… Bu ara HK bu renk… Yağmıyor da… Açmıyor da…. Böyle gri değişik bir hava var… ama herkes çok yakında nemlerin başlayacağını söylüyor olduğu için ben şimdilik hiç şikayet etmiyorum…

Nam Lian bahçelerine sadece ben değil annem de vuruldu… Düzene hayran kaldı… Ona uzun uzun budist manastırlarını anlattım… Her bir odanın anlamını anlatttım… Kendi kendine bir odanın önünden geçerken, bu da sağlık budası mı dedi… Tarihçesini bir okudum, gerçekten öyleymiş… İnsanlar sağlıklı bir ömür ve uzun bir hayat için ona dua ederlermiş… Biz de farklı bir dinden olsak bile, içimizden geldiğince dualarımızı ettik… Huzurla gelip huzurla ayrıldık bu güzel budist tapınağından…

Nam Lian Garden, HK’da ilk görülecekler listemde ziyaretçilerimi bekliyor olmaya devam edecek…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Budizmle ilgili bugün okuduğum notlarında bir kısmını buraya koymak istiyorum… Çünkü budhaları yakından tanıyınca bence burayı gezmek çok daha anlamlı oluyor.

Buddha, Sanskrit dilinde “uyanmak, idrak etmek, bilinçlenmek” anlamına gelen “budh” fiilinin geçmiş zaman kipidir. “Uyanmış, idrak etmiş, bilinçlenmiş” anlamına gelir.

Siddhartha Gautama, tarihte “Buda” sözcüğünü hem kendisi için, hem de ona inanan ve bir yol göstericisi olmadan kendiliğinden “uyanan” herkes için kullanmıştır. Budizm’de “Buda” kavramıyla ifade edilen: kişinin ruhunun saflık, masumiyet ve mükemmelliğinin gücüne, kendiliğinden ulaşması ve böylece daha önce ortaya çıkarmadığı aydınlanmış (mükemmel) bilgeliğe ulaşmak (Prajna), ayrıca şefkat ve merhametten uzak sonsuz yaşamı sınırsızca geliştirmektir.

Buda, kendini dünyevi şeylere artık bağlı olmayacak derecede her şeyden arındırmayı başarmıştır (Nirvana). Böylece Budist inancına göre artık yeniden doğuş döngüsüne bağlı kalmamış olacaktır. Budizm, kişinin kendi beyniyle (aklıyla, zekâsıyla) konuşamayacağı için, ayrı bir varlık olarak “ego” düşüncesini reddetmiştir.

Budizm, bugün dünya üzerinde yaklaşık 500 milyonu aşkın inananı bulunan bir dindir. İlk önce Hindistan’da ortaya çıkmış, daha sonra zaman içinde , Güneydoğu ve Doğu Asya’da (ÇinJaponyaKoreMoğolistanNepalSri LankaTayland ve Tibet gibi ülkelerde) yayılmıştır.

Farklı bakış açılarına göre din veya felsefe olarak tanımlanan Budizm’in hedefi, hayattaki acı, ıstırap ve tatminsizliğin kaynaklarını açıklamak ve bunları gidermenin yollarını göstermektir. Budizm’de öğretilerin ana çatısını meditasyon gibi içe bakış yöntemleri, reenkarnasyon denilen doğum-ölüm döngüsünün tekrarı ve karma denilen neden-sonuç zinciri gibi kavramlar oluşturmaktadır.

Dört Yüce Gerçek, ve Sekiz Aşamalı Asil Yol bütün Budist okullarında itibar edilen öğretilerdendir. Budist yazmalarda kaydedildiğine göre, Dört Yüce Gerçek Gautama Buddha tarafından, aydınlanmaya ulaştıktan sonra verdiği ilk vaazda öğretilmiştir

  • gerçek, Dukkha: acı hayatın ve varoluşun bir parçasıdır.
  • gerçek, Samudaya: acıların kaynağı arzu ve isteklerdir.
  • gerçek, Nirodha: istek ve arzular bırakılırsa acılar sona erdirilebilir.
  • gerçek, Magga: acıların sona erdirilmesinin yolu Sekiz Aşamalı Asil Yol’dan geçer. Doğru kavrama, doğru düşünce, doğru söz, doğru eylem, namuslu kazanç, doğru çaba, uyanıklık, ve doğru konsantrasyon.

 

Dipamkara (Aydınlığın efendisi)

Budist geleneğine göre Kashyapa ve Kanakamuni gibi bir Buda’dır. Gautama Buda’dan önceki ilk Buda’lardan biridir. M.Ö. 3. ya da 4.yy.da yaşadığı tahmin edilen Dipamkara’nın 1000 yaşında öldüğü söylenmektedir.

Dipamkara, “Aydınlığın Efendisi” anlamına gelmektedir. Dipamkara, Dvipankara (Adaların Budası) olarak da bilinmektedir. Budist denizciler tarafından “Dalgaların Efendisi” olarak kabul edilir. Ayrıca Dipamkara’nın heykellerinin bulunduğu yerler, rota boyunca denizcilere kılavuzluk eder.

 

Maitreya (geleceğin budası)

Budistlerin yaygın inancına göre gelecekte dünyaya gelecek olan Maitreya, tam aydınlanmaya erişecek ve saf Dharma‘yı öğretecek olan bir Bodisatvadır. Çağımızın Budası Gautama Buddha‘nın ardılı olacaktır. Maitreya beş dünyevi Buda’nın sonuncusudur. Bu olgular dünyasına geleceği güne kadar, Tusita adı verilen kendisine ait göksel alemde yaşar; ve orada başka göksel varlıklara öğretiyi anlatır. Dünyaya geri döndüğünde, kendisiyle kişisel olarak bağlı olanlara üç vaaz verecektir. Bu inancın takipçileri, üç vaazda bulunabilmek amacıyla, Maitreya ile bir bağ kurmaya çalışırlar. Bunun bir yolu da, yaşam boyunca çalışıp öldükten sonra Tusita’da yeniden doğmak ve böylelikle Maitreya dünyaya inerken yanında olmaktır

Print Friendly, PDF & Email
Written By
More from acemianne

Diş fırçalamaya başladık,,,

Henüz diş yok, diş çıkması yönünde herhangi bir belirti de yok, ama...
Read More

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir